EN AR UY
24 Kasım 2022 “Ürümçi Yangını” Trajedisinin Yıl Dönümünde Protesto ve Basın Açıklaması

 

24 Kasım 2022 “Ürümçi Yangını” Trajedisinin Yıl Dönümünde Protesto ve Basın Açıklaması

   Bugün, 24 Kasım 2022’de Ürümçi’de meydana gelen trajik yangının yıl dönümünde bir kez daha burada toplanmış bulunuyoruz. Bu elim olay, sadece bir apartman yangını değil, işgalci Çin yönetiminin uyguladığı baskıcı politikaların ve sistematik insan hakları ihlallerinin insan hayatına mal olan bir yansımasıdır. Doğu Türkistan halkının yaşadığı bu acı, tüm insanlık için bir utanç vesikasıdır ve buna sessiz kalmak, suça ortak olmak demektir.

    Ürümçi’deki bu facia, işgalci Çin hükümetinin katı “Sıfır COVID” politikalarının doğrudan bir sonucu olarak yaşanmıştır. Aylardır süren karantina uygulamalarıyla Doğu Türkistan halkı evlerine hapsedilmiş, kapılar kaynaklanmış ve güvenlik çıkışları kapatılmıştır. Bu önlemler, halkın en temel insani haklarını ihlal etmekle kalmamış, aynı zamanda onların yaşamlarını riske atmıştır. Yangın sırasında apartmanda bulunan insanların kaçması, binanın çıkışlarının kapatılmış olması nedeniyle imkânsız hale gelmiştir. İtfaiye ekipleri ise, yolların kapalı olması ve müdahalede gösterdikleri ihmalkârlık nedeniyle yangını söndürememiş, trajediyi daha da derinleştirmiştir.

   İşgalci Çin rejimi, olaydan sonra ölenlerin sayısını yalnızca 10 kişi olarak açıklamıştır. Ancak bölgedeki bağımsız kaynaklardan ve sosyal medyada paylaşılan görüntülerden elde edilen bilgiler, bu sayının gerçeği yansıtmadığını, yangında hayatını kaybedenlerin sayısının 40’ın üzerinde olduğunu göstermektedir. Bu durum, Çin’in gerçeği örtbas etme ve sorumluluğu halkın üzerine yıkma politikalarının bir uzantısıdır.

     Ürümçi yangını, işgalci Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı sistematik baskı politikalarının bir parçasıdır. Yıllardır devam eden toplama kampları, zorla çalıştırma, din özgürlüğünün yok edilmesi, kültürel kimliğin sistematik şekilde silinmesi ve zorla kısırlaştırma gibi uygulamalar, bölgede soykırım niteliği taşımaktadır. Bugün Doğu Türkistan halkı, yalnızca etnik ve dini kimliği nedeniyle hayatta kalma mücadelesi vermektedir.

    İşgalci Çin’in uyguladığı politikalar, yalnızca bir halkın fiziksel olarak yok edilmesini hedeflemekle kalmamakta, aynı zamanda kültürel ve manevi değerlerini de tamamen ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Bu durum, uluslararası hukuka göre açıkça bir soykırım suçudur.

      İşgalci Çin hükümetinin bölgede uyguladığı bu baskıcı ve sistematik politikalar, yalnızca fiziksel bir yok etme amacı taşımamakta, aynı zamanda halkın kimliğini ve inancını hedef almaktadır. Kültürel asimilasyon çabalarının bir parçası olarak, Doğu Türkistan’daki tarihi eserler, kültürel miras alanları ve İslam diniyle bağlantılı yapılar tahrip edilmekte ya da başka amaçlarla kullanılmaktadır. Camilerin depo ya da eğlence merkezi olarak kullanılmaya başlanması, kültürel değerlerin sistematik olarak silinmesine yönelik çarpıcı örneklerden sadece biridir. Bu durum, yalnızca bir halkın varlığına değil, insanlığın ortak mirasına da yapılan bir saldırıdır ve uluslararası hukuka göre kesinlikle kabul edilemezdir.

        Bu süreçte, işgalci Çin rejimi sadece baskıyı artırmakla kalmamış, aynı zamanda uluslararası kamuoyunu yanıltmak için propaganda faaliyetlerine hız vermiştir. Dünyanın dikkatini başka yöne çekmek amacıyla, kendi denetimi altında "şeffaflık" görüntüsü vermeye çalışmış, yabancı diplomatlar ve medya kuruluşlarını sahte bir normalleşme algısı yaratmak için bölgeye davet etmiştir. Ancak, bu planlı ziyaretlerde, gerçek koşullar gizlenmiş, yalnızca özenle hazırlanmış ve kontrol altında tutulan bir tablo sunulmuştur. Bu durum, işgalci Çin’in Doğu Türkistan’da sürdürdüğü insan hakları ihlallerinin boyutlarını gözler önüne sermek yerine, uluslararası toplumu yanlış bilgilendirme çabalarının bir uzantısıdır.

         Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği olarak, Ürümçi yangınında hayatını kaybedenleri derin bir saygıyla anıyor ve bu trajedinin geride bıraktığı acıları yürekten paylaşıyoruz. Bu elim olay vesilesiyle bir kez daha uluslararası topluma çağrıda bulunuyoruz.

         Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Türk Devletleri Teşkilatı başta olmak üzere, tüm uluslararası kuruluşları Doğu Türkistan’da yaşanan insanlık suçlarını durdurmak için acil ve somut adımlar atmaya davet ediyoruz.

        Ayrıca, dünya çapındaki insan hakları savunucularını, sivil toplum kuruluşlarını, medya organlarını ve vicdan sahibi bireyleri, Doğu Türkistan halkının sesine kulak vermeye ve yaşanan bu haksızlıklara karşı harekete geçmeye çağırıyoruz.

            Özellikle Türkiye Cumhuriyeti’ni, Doğu Türkistan’da süregelen vahşetin son bulması için diplomatik, siyasi, ekonomik ve diğer yollarla Çin’e baskı uygulamaya davet ediyoruz. Masum insanların haklarının korunması ve özgürlük mücadelelerinin desteklenmesi için Türkiye’nin güçlü bir inisiyatif geliştirmesi gerektiğine inanıyoruz.

          Adalet ve insan hakları adına tüm dünyayı Doğu Türkistan halkının yanında durmaya, sesimize ses katmaya ve harekete geçmeye çağırıyoruz. 

 

Saygılarımızla,

Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği

 24 Kasım 2024

Bildiriler