Ayrıca Çin yönetimi yaklaşık 8 milyon insanı toplama kamplarına kapatarak çeşitli işkence, organlarını çalma, beyin yıkama, toplu ve sistematik tecavüz, aşağılama, tıbbi deneylere maruz bırakmaktadır. Genel olarak ırk ayrımcılığı, köle işçilik, hukuksuz tutuklama, dini ibadet, eğitim ve yaşamları yasaklama, kendi inanç ve düşünce özgürlüğünden mahrum bırakma, 30 bine aşkın camileri ve kutsal mekanları tahrip etme ya da eğlence merkezlerine dönüştürme gibi yollarla Doğu Türkistan halkında ciddi zihinsel ve fiziksel zararlara neden olmuştur.
Yaşlıların ve hasta bireylerin sağlık koşullarından yoksun bir şekilde toplama kampları ve hapishanelere kapatılması, iş adamları ve zengin insanların mal varlıklarına el konulması, kanaat önderleri ve aydınların öldürülmesi, genel kısırlaştırma, nükleer denemeler, yurt içi ve yurt dışı seyahat özgürlüğünün kısıtlanması gibi yollarla Çin yönetimi Doğu Türkistan’da yaşam şartlarını yok etmeye çalışmaktadır. Ayrıca Çin rejimi çeşitli bahanelerle Doğu Türkistanlıları Çin’in iç bölgelerine köle işçi olarak sürgün ederek ve Han Çinlilerini Doğu Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde yerleştirerek mevcut demografik yapıyı bozmaya çalışmaktadır.
Çin’in “Doğu Türkistanlı kadınları doğum makinesi olmaktan kurtarmak” adı altında yürüttüğü doğum kontrolü politikası, zorunlu kürtaj, aileleri parçalama, Doğu Türkistan’ın asil sahipleri olan halkın kızlarını’’ kardeş aile projesi’’ adıyla göçmen Çinlilerle zorla evlendirme, toplu katliam gibi icraatları Doğu Türkistan’da nüfusun ciddi azalmasına neden olmuştur. Uluslararası bağımsız kuruluşların raporlarına göre Doğu Türkistan’da doğum oranı son üç yıl içerisinde %80 oranında azalmıştır. Gerçek sayının daha fazla olduğu kanaatindeyiz.