DOĞU TÜRKİSTANLI KADINLAR İNSAN
HAKLARINI İSTİYOR!
Bugün
8 Mart Dünya Kadınlar Günü! Bugün, dünyanın her tarafında kadınlara tebrik kartları
gönderilen, tatlı tebrik sözcükleri ve mutluluk dilekleri ifade edilen gün. Bugün,
yine dünyanın farklı coğrafyalarında kadınlardan ve kadınların sorunlarından
konuşulan, kadın hakları dile getirilen, kadınların haklarının geri verilmesi
için talepler sunulan gün. Kadın hakları uluslararası sözleşmelerde, kanunlarda
güçlü metinlere sahip olmasına rağmen maalesef kadın hakları ihlallerinin en
yaygın olduğu dönemlerden birini yaşamaktayız. Kadınlar, çoğu coğrafyada aile
içi şiddet, baskı ve savaş mağduru durumunda.
Kadınlar,
özelikle Suriye, Yemen, Libya, Filistin, Mısır, Afganistan, Keşmir ve Myanmar gibi
birçok ülkede işgalin, göçün, savaşın, çatışmanın ve bunun beraberinde
sistematik ihlallerin korkunç sorunlarıyla boğuşmaktadır.
Doğu
Türkistanlı kadınlar da, Çin’in işgal sürecinin başlamasıyla birlikte tam 74
yıldır sistematik bir şekilde büyük hak ihlalleri yaşamaktadır. Ama burada çok
acı bir gerçek daha var ki o da ne kadar acı çekerlerse çeksinler, ne kadar zulme
maruz kalırlarsa kalsınlar seslerini duyurmaya hiçbir şekilde imkan bulamadılar.
Süresiz bir şekilde açık ve kapalı hapishanelerde yaşadılar.
Önceki
dönemlerde Çin Komünist Partisi yönetiminin, Doğu Türkistan’ın dünya ile
iletişimini keserek saklamaya çalıştığı bu hak ihlalleri ve zulümler, son yıllarda
internet bağlantıları, kamp şahitleri ve gerçekliği ispatlanan raporlarla
dünyanın gözleri önüne serilmiştir. Tüm bu acılar yaşanırken, kadınlara yönelik
yapılan hak ihlallerine uluslararası kadın hakları örgütleri sessiz kalmaya
tercih etmiş ve Çin’e yaptırım uygulanması fikrinden kaçınmıştır.
Uluslararası
kadın hakları, çoğu devletin anayasasında olan, kadın eşitliği ve özgürlüğünü
koruduğu ifade edilen haklardır. Kadının en temel haklarından biri
düşüncelerini özgür bir şekilde ifade etme hakkına sahip olmasıdır. Eşit eğitim
hakkına sahip olması, istediği kişiyle evlenip çocuk sahip olması da yine kadının
temel haklarındandır.
Fakat
Doğu Türkistan’daki kadınlar, bu haklardan mahrum bırakılmışlardır.
Kadın
hakları savunucusu sistemler tarafından kadın haklarına yönelik suçlar diye
tanınan fiziksel şiddet, cinsel şiddet, sözlü şiddet, duygusal şiddet,
psikolojik şiddet ve ekonomik şiddetin her türlüsü Doğu Türkistanlı kadınlara yaşatılmaktadır.
Eşlerinden,
ana-babalarından ve çocuklarından ayrı konulmak, yakınlarının ölü mü diri mi
olduğunu bilmeden yaşamaya mahkum bırakılmak, Doğu Türkistanlı on binlerce
kadının yaşadığı büyük travmalardan bazıları.
Doğu
Türkistanlı kadınlara yönelik 74 yıllık süreçte işlenen suçların bir bölümünü
burada sizlere aktaracağız. Bu suçlar, kadın haklarına yönelik ihlaller ve tüm
insanlık vicdanını isyan ettiren korkunç suçlardır.
1- İnanca ve kültüre dair uygulamaların
tamamen yasaklanması, dini anlam ifade eden
isimlerin değiştirilmesi, giyim tarzına müdahale, Müslüman olunduğunu
ifade etme özgürlüğün yasaklanması.
2-
İş gücü adı altında evlenme yaşında olan genç kızları Çin’in uzak iç bölgelerine
tehdit ve şantaj yoluyla taşımaları ve buralarda zorunlu çalıştırma ve
genelevlere satılma durumlarının yaşanması.
3- Evlenme yaşı ve hamile kalma sürecinin devlet
tarafından kontrol altına alınarak, istenilen yaş ve zamanda hamile kalınmasının
sağlanması. Hamile kalmanın yasak olduğu süreçte hamile kalanların cezalandırılması.
Zorunlu kürtaj ve kısırlaştırma uygulaması.
4-
Haksız ve keyfi tutuklama, hapsedilme, hapise atıldıktan sonra ortada kalan çocukların
kadın ya da erkek tarafının akrabalarına
verilmesini yasaklayarak, çocukların Çinlileştirmek amacıyla kurulan yuvalara götürülmesi,
5-
Kamplara götürülen ve hapislere atılan kadınlara cezaevlerinde dayak, elektrik
vererek işkence, çıplak tutma, toplu tecavüz yapma ve tecavüzü yakınlarına
izletme, cisimle cinsel organlara saldırı, hücre hapsi, su içerisinde hapsetme,
aşırı kalabalık yerlerde tutma, vücutta sigara söndürme, bilinmeyen ilaçlar
içirilme, organ ticareti için organ çıkarma, kısırlaştırma, zorunlu kürtaj, marş
okutma ve ezberler yaptırma gibi korkunç işkence uygulamaları yapılması,
6-
Hiçbir sebep göstermeksizin kamplarda zorla tutma ve sistematik asimilasyon uygulanması.
7-
Asimile politikasının bir icrası olarak Müslüman kadınların kimliğini hiçe sayıp
Çinlilerle tehdit ve şantajlarla zorla evlendirilmesi,
8-
Aile Olmak Projesi adı altında ev içine Çinli erkeği zorla sokarak kadının Çinli
erkekle aynı odada aynı yatakta kalmaya zorlanması. Kadın ya da ailenin öbür
fertleri tarafından herhangi birinin hoşnutsuzluğunun ifadesini bile devlet yasalarına
karşı gelme suçu sayarak hapse atılması,
9-
Anne babası hapse atılan ya da kamplarda tutulan çocukların kardeşlerinden
koparılması,
10-
Sağlıksız koşullarda ve zor şartlar altında kadınların angarya sisteminde çalıştırılması
ve hak arayışlarının engellenmesi…
Çin’in
Doğu Türkistanlılara etnik ve dini gerekçelerle yapmış olduğu bu sistematik
ihlaller, uluslararası hukuka, uluslararası ve yerel kadın haklarının tümüne
göre soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçlar kategorisindedir.
Çin,
sözde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesidir ve Birleşmiş Milletler bünyesindeki
çok sayıda insan hakları sözleşmesine taraftır. BM ve BM üyesi tüm devletler
Çin’in yapmış olduğu bu suçları durdurmakla baştan başa sorumludur. Bu
sorumlulukların yerine getirilmesi için tüm dünyadaki kadın hakları savunucularını;
dini, inancı, uyruğu ne olursa olsun dünyanın tüm kadınlarını Doğu Türkistanlı kadınlara
ses olmaya, dayanışmaya davet ediyoruz.
Çin’in
işlediği bu soykırım suçları ve insanlığa karşı suçlardan dolayı yargılama
başlatılmasını ve Çinli yetkililerden sorumluluğu olanların yargılanması ve cezalandırılması
için uluslararası topluluğun üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmesini
talep ediyoruz.
Tüm
İslam ülkeleri gereğini yapmalı ve ayrıca Doğu Türkistanlı kadınların bedenine basılan
Çin barkodlarını yeniden gözden geçirmeli. Müslüman Uygur kadınlara yapılan bu
korkunç zulmün durdurulması için her Müslümanın sorumluluğunu hatırlamasını
talep ediyoruz. Bugün imkân varken sorumluluğun gereği yapılmadığı takdirde
ahirette bunun hesabının çok çetin olacağını hepimiz biliyoruz. Bunun için tüm İslam âlemine çağrıda
bulunuyoruz. Dünyaya güç ve kuvvetlerini
sıklıkla hatırlatan İslam ülkeleri Doğu Türkistan’ın sesine ses olmalıdır.
Kadınlarımızın çığlıklarına kulak vermelerini, ellerindeki imkân ve güçleri ile
bu zulmün durdurulması için Çin’e etkili yaptırımlar uygulamalarını talep
ediyoruz. Doğu Türkistan’da Çin tarafından uygulanan bu insanlık suçuna ortak
olmadan ses verilmesini ve karşı durulmasını talep ediyoruz.
Münevver ÖZUYGUR
Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği
Doğu Türkistan Nuzugum Kültür ve Aile Derneği
8 Mart 2023