Çin Üniversitesinin Doğu Türkistan Propagandası: Gerçekleri Yansıtmayan Rapor
Çin'deki Jinan Üniversitesi İletişim ve Sınır Bölgesi Yönetişim Enstitüsü, 1 Ocak'ta "Çin'de Terörizm Kurbanları ve Hayatta Kalanlar: Sözlü Tarih" adlı bir rapor yayımladı. Raporda, 2012 yılında Kaşgar'ın Kâğılık ilçesinde meydana gelen saldırının detaylarına odaklanan ve kendince” kurban” olarak tanıtan insanlar ile yapılan mülakatlara yer verildi. Elde edilen bilgilere göre, 2012 yılında kağılık ilçesinde 8 kişi, Çin'in bölgeye Han Çinlilerini yerleştirmesi ve bölge halkı ile Han Çinli arasında ayrım yapması nedeniyle bir tepki olarak bölgedeki Çin kurumlarına saldırmış ve olay sonucu 13 Uygur ve 8 Çinlinin hayatını kaybetmiştir.
Çin’in Jinen üniversitesi İletişim ve Sınır Bölgesi Yönetişim Enstitüsü bu olaydan 11 yıl geçtikten sonra yayınladığı bu rapor gerçeği dejenere etmek maksadıyla yapılmıştır. Raporun metodolojisi incelendiğinde mülakat yapılan insanların tamamının Çin komünist parti üyesi, güvenlik personeli ya da o bölgeye yerleştirilen han Çinlilerden oluştuğu görülmektedir. Ayrıca, raporun Çin hükümeti tarafından finanse edilmiş bir üniversitenin enstitüsü tarafından yayınlandığını göz önünde bulundurmalıyız. Bu enstitü tarafından yayınlanan tüm içerikler araştırıldığında, enstitünün bilim üretme yerine Çin komünist partisinin propagandasını üstlendiği ve Çin’in Tibet, Doğu Türkistan ve İç Moğolistan’daki baskıcı ve işgal politiklerinin meşrulaştırmak üzere çalışmalar gerçekleştirdiğini gözlemlenmektedir.
Çin son zamanlarda uluslararası kamuoyunu manipüle etmek, Doğu Türkistan’da bölge halkına uyguladı devlet terörünü meşrulaştırmak ve Çin’in bu baskı politikalarına karşı meydana gelen olayları çarpıtarak anlatarak sanki kendisini mağdur göstererek birtakım açıklamalar, raporlar ve konferanslar düzenlemektedir.
Çin rejiminin, Doğu Türkistan’da uyguladığı devlet terörü politikaları bilinen bir gerçektir. Bölge halkı üzerine kurduğu yoğun bir gözetim ve kontrol sistemi halkın normal yaşamını zorlaştırmaktadır. Çin rejimi, bölgedeki “güvenlik” gerekçesiyle, aşırı sert önlemler alınmakta ve geniş kapsamlı tutuklamalar ve yargısız infazlar gerçekleştirmektedir ve dahi bireylerin özel hayatlarına müdahale etmektedir.
Devlet terörünün en sert biçimde uygulandığı, medya ve yayıncılığın sadece komünist parti tarafından yönetildiği bir ülkede yayınlanan bir raporun objektifliği sorgulanmalıdır. Bu durum, bireylerin temel özgürlüklerinin ciddi şekilde kısıtlanması, keyfi tutuklamalar, sansür ve diğer insan hakları ihlalleriyle birleştiğinde daha belirgin hale gelmektedir. Uluslararası toplum, bu durumu defalarca kınayarak, Çin hükümetini insan haklarına saygı göstermeye ve bölgedeki baskıcı politikalarını gözden geçirmeye çağırmaktadır.
Çin'in Doğu Türkistan'da yürüttüğü soykırım politikaları hala devam ediyor. Bu politikaların sonucunda milyonlarca Doğu Türkistanlı hayatını kaybetmiş, aileleri parçalanmış, tecrit edilmiş ve sürgüne mahkum olmuşken, Çin'in bu trajediyi gizlemek ve suçu Doğu Türkistan halkına atfetmek amacıyla yürüttüğü propaganda çabaları kabul edilemezdir.
Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği
24/01/2024