

T.C. Ticaret Bakanlığı ile Çin Heyeti Arasındaki Görüşmeye İlişkin Açıklama
26 Mayıs 2025 tarihinde, sözde “Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi” Halk Hükümeti Başkan Yardımcısı Zhu Lifan başkanlığındaki heyetin, Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı tarafından kabul edilerek çeşitli ticari konuların müzakere edilmesi, Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği olarak tarafımızdan derin bir endişe ve üzüntüyle karşılanmıştır.
Bahse konu ziyaret, Çin Komünist Partisi’nin Doğu Türkistan’da yıllardır sürdürmekte olduğu ağır insan hakları ihlallerini, soykırımı ve sistematik baskı politikalarını perdelemeyi amaçlayan bir diplomatik girişimdir. Türkiye Cumhuriyeti devlet kurumlarının bu tür delegasyonlara resmî kabul göstermesi, Çin’in yürütmekte olduğu politikaları meşrulaştırma çabalarına zemin hazırlamaktadır.
Bilindiği üzere, Çin yönetimi Doğu Türkistan’da sistematik bir baskı ve asimilasyon politikası yürütmekte; bu politikanın en temel unsurlarından biri, zorla çalıştırmaya dayalı üretim zincirlerinin oluşturulmasıdır. Milyonlarca Uygur Türkü ve diğer Müslüman halk, "mesleki eğitim merkezi" adı altında faaliyet gösteren toplama kamplarında herhangi bir yargı süreci işletilmeksizin alıkonulmakta; bu kamplarda fiziksel, psikolojik ve ideolojik baskılara maruz bırakılmaktadır. Söz konusu kamplardan serbest bırakılan bireylerin önemli bir kısmı, devlet güdümündeki fabrikalara sevk edilmekte ve burada rızaları dışında, yoğun gözetim altında ve insanlık dışı şartlarda çalıştırılmaktadır.
Bu zorla çalıştırma sistemi, Çin’in özellikle Doğu Türkistan bölgesinde büyük ölçekli sanayi üretimini ayakta tutan merkezî bir unsur hâline gelmiştir. Tekstil, pamuk, domates, güneş paneli, elektronik parça başta olmak üzere birçok ürün, bu sömürü düzeni içerisinde, işçilerin emeği gasp edilerek üretilmektedir. Uluslararası insan hakları kuruluşlarının ve bağımsız araştırma enstitülerinin yayımladığı çok sayıda rapor, bu üretim zincirlerinin detaylarını ortaya koymuş; zorla çalıştırmanın sadece insan onurunu ihlal etmekle kalmadığını, aynı zamanda bu ürünlerin ithalatı yoluyla küresel pazarlarda insan hakları ihlallerinin yaygınlaşmasına neden olduğunu belgelerle kanıtlamıştır.
Bu uygulamalar, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmelerine, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne ve temel insani değerlere açıkça aykırıdır. Zorla çalıştırma yoluyla üretilen ürünlerin Türkiye’ye ithal edilmesi, yalnızca Türkiye Cumhuriyeti'nin ticaret ve gümrük politikaları açısından değil, aynı zamanda insan hakları ve vicdani sorumluluklar bakımından da ciddi bir sorun teşkil etmektedir.
Bu bağlamda, Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği olarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti’ne ve özellikle Ticaret Bakanlığı’na aşağıdaki hususlarda açık bir çağrıda bulunuyoruz:
-
Doğu Türkistan’da zorla çalıştırma yoluyla üretilen malların Türkiye’ye girişini engelleyecek etkili denetim ve kontrol mekanizmalarının ivedilikle oluşturulması;
-
Çin ile yapılan tüm ikili ticaret görüşmelerinde insan hakları koşullarının öncelikli bir gündem maddesi hâline getirilmesi;
-
Zorla çalıştırma verileriyle doğrudan bağlantılı kişi, kurum ve üretim ağlarına karşı tedbirler alınması ve ithalat yasakları getirilmesi;
-
Türkiye’nin, evrensel insan hakları normlarına ve kadim kardeşlik bağlarına uygun biçimde, Doğu Türkistan halkının haklı mücadelesini diplomatik ve siyasi düzeyde desteklemesi.
Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği
27 Mayıs 2025
Bildiriler


