Tayyar Tercan
DoğuTürkistan’da 3 milyondan fazla Uygur Türkü, Çin’in zulmü altında ölümü bekliyor. Çin yönetimi son dönemde Kovid-19 bahanesiyle özellikle Doğu Türkistan bölgesinde, insanları evlerine hapsedip kapılarını kaynak ile kapatıp evlerini ölüm hücresine çeviriyor. Doğu Türkistan’da 24 Kasım 2023 tarihinde 30’dan fazla masum insan, kapatıldıkları binada yanarak öldü.
Konsolosluk önünde protesto
İstanbul’daki Çin Konsolosluğu önünde toplanan Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği mensupları ve yüzlerce vatandaş, Çin mezalimini protesto etti ve başta Türkiye olmak üzere, uluslararası kuruluşları Çin’deki zulmü durdurmaya çağırdı.
Olayla ilgili MİLAT’a bilgiler veren Uluslararası Doğu Türkistan Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Başkanı Hidayetullah Oğuzhan, “24 Kasım 2023 günü Doğu Türkistanlılar için hiç unutmayacağımız bir gün oldu. Urumçi’de, Uygurların yoğunlukta olduğu bir mahallede, Çin yönetimi Kovid bahanesiyle 25 katlı bir binanın kapılarını ve yangın merdivenlerini kaynakla kapattı. Akşam saatlerinde nasıl çıktığı bilinmeyen bir yangın ihbarı verildi. Bina sakinlerinin anında haber vermelerine rağmen, Çin yönetimi itfaiye ekiplerinin zamanında müdahalesine izin vermedi. Hatta yollar uzun süre kapalı tutuldu. Bu yüzden aralarında çocuklar ve kadınların da olduğu 30’dan fazla müslüman Uygur Türkü yanarak şehit oldu. Görgü şahitleri, bazılarının da yangından kurtulmak için 25 katlı binadan atlayarak öldüğünü söyledi.
Tam bir vahşet
Aynı zamanda Doğu Türkistan Maarif Hareketi Başkanı da olan Hidayetullah Oğuzhan, bu vahşeti dünyaya duyurmak ve işgalci Çin’in zalimane uygulamalarını lanetlemek için Çin Konsolosluğu önünde protesto eylemi yaptıklarını belirtti. Oğuzhan, “Dünya, Çin yönetiminin yaptığı zulümlere seyirci kalıyor. Bu mezalime dur diyecek birileri yok mu? İnsanlığın vicdanı nerede?” diye konuştu.
5 aile yanarak öldü
Oğuzhan’ın verdiği bilgilere göre Urumçi’deki yangında 5 aile çocukları ile birlikte yanarak öldü. Çin polisi, sağlık çalışanlarına “müdahale etmeme” talimatı gönderdi. Çevrede yaşamakta olan komşular, binanın kapılarının kapalı olması sebebiyle bu vahşeti sadece izlemekle yetindi.
Hukuksuzluk diz boyu
Urumçi halkı, Çin’in kapatma politikalarına rağmen sokaklarda eylem yapıyor, sosyal medyalarda tepkilerini gösteriyor, kendi hayatlarını tehlikeye atma pahasına hak arama mücadelesi veriyor. Çin yönetimi ise Doğu Türkistan halkının haklı ve barışa yönelik eylemlerini aşırı güç kullanarak bastırıyor, sosyal medya paylaşımı yapanları tutukluyor. Çin yönetimi, Doğu Türkistan’ı işgal ettiği günden bu yana toprak sahipleri olan Uygur ve diğer Türk topluluklarını başka bölgelere sürgüne gönderiyor. Direnenleri sorgusuz sualsiz kamplara götürerek, yargısız infaz ediyor. Her çeşit fiziki işkence, organ çalma, tecavüz, alimleri ve kanaat önderlerini öldürme, zorla kürtaj ve kısırlaştırma, cami ve kutsal mekânların tahrip edilmesi, Uygurların köle işçi olarak zorla çalıştırılması, çocukları kamplara alma veya Çinlilere evlatlık verme gibi olaylar, Çin yönetimince artık rutin hale gelmiş bir zulüm şeklini aldı.
Türkiye adım atmalı
Hidayetullah Oğuzhan, Çin’in yaptığı bu mezalimin acilen durdurulması gerektiğini belirterek, “Özellikle Türkiye Cumhuriyetini bölgede devam eden vahşeti durdurmak, her gün daha korkunç şekilde ölmekte olan suçsuz insanlar, masum çocuklar ve kadınların haklarını koruma ve kurtarmak için acil müdahale etmeye, diplomatik, siyasi kanallar vasıtasıyla Çin’e baskı uygulamaya, Doğu Türkistan halkının hürlüğü için verimli inisiyatifleri geliştirmeye çağırıyoruz” dedi.